SANAT AKIMLARI
Sanat tarihi içinde var olan sanat akımlarının ortaya çıkışında yönetim şekilleri , sosyal gelişmeler, bilimsel ilerlemeler vs birçok öğe rol oynamıştır. Bu akımlar kendilerinden önceki akıma bir tepkidir.
RÖNESANS (Klasizm)
(15.yy 16.yy)Antik Yunan ve Roma sanatının yeniden doğuşu anlamına gelir. Aslında Avrupa’nın yüzyıllar süren bir uykudan, baskıdan uyanmasıdır. Bilim ve sanat alanında bir patlama yaşanmıştır ve bugünkü Avrupa’nın temelleri atılmıştır . Ortaçağda insanlar üzerinde Kilisenin büyük bir baskısı vardı , bilim ve sanat ikinci plana atılmıştı . Rönesansla birlikte her alanda bir atılım yaşanmıştır. Rönesans yeni bir dünya görüşünün başlamasıdır. Rönesans için Klasizm de denir. Önce İtalya’da başlayıp daha sonra tüm Avrupa’ya yayılmıştır, fakat her ülkede bazı farklılıklar gösterir. Rönesans resminde konular Dinsel ve Mitolojiden alınmıştır, günlük konulara çoğunlukla yer verilmez ancak bazı Avrupa ülkelerinde ressamlar bu kuralların dışına çıkmışlardı
Leonardo da Vinci. Mona Lisa (La Gioconda). 1503/06.Ahşap üzerine yağlıboya
BAROK (17.18.yy)
Her akım kendisinden önceki akıma bir tepkidir demiştim, Barok da Rönesans sanatına bir tepki olarak doğmuştur. Rönesans’daki Denge kavramına , matematiksel bir sanata tepki olarak Barok’ta hareketlilik esastır.Bunu gölge ışık oyunlarıyla ,dairesel kompozisyonlarla sağlarlar.Rönesansta merkezi bir kompozisyon vardır, her şey matematiksel bir düzen içinde , sıkı kurallar içinde yapılır. Sadelik, Denge, ölçü önemlidir. Barokla birlikte resimde yeni bir mekan görüntüsü yakalanır.
Gerard Terborch. The Knifegrinder’s Family. 1650 , Tual üzerine yağlıboya
NEO KLASİZM (18.yy ve 19.yyılın başı)
Zamanla Barok sanatın aşırılığa kaçması, aşırı dekoratif öğelere kayması (Rokoko) bazı sanatçılarda bir tepki yaratır, geçmişin klasik dünyasına özlem duyarlar. Antik dünyanın özlenen o ruhuna bir türlü ulaşılamamıştır.Neo-klasisizm akılcılığa ve geleneğin canlanışına vurgu yaptı. Neo-klasik sanatçılar eserlerine, sütunlar, alınlıklar, frizler (duvar süsleri) ve diğer süslemeler gibi klasik tar1zları ve konuları kattılar.Neo-klasik resimlerde renklerin parlak vurgularına rağmen genellikle karanlık olduğu görülürken, ışık resim boyunca eşit şekilde dağılır.Jacques-Louis David ve Jean Auguste Dominique Ingres’in resimleri Neo-klasisizmin zirvesini oluşturur.
ROMANTİZM
19.yylın ilk sanat akımıdır.Esin kaynağı kişinin kendisidir.Duygular,düşler resmin oluşmasında etkilidir.Resimde tarihsel konuların,folklorik öğelerin yer aldığı görülür.Klasik ağıbaşlılığın yerini tutkular ve hareket alır. Desen önemini kaybeder, renk ön plana çıkar.Daha sonra göreceğimiz renkçi sanat akımlarına ilham verir.Rönesans’ta olduğu gibi Romantizm de her ülkede farklılıklar gösterir.Fransız ihtilali avrupa ülkelerinde ulusal duyguların ön plana çıkmasına neden olur.Romantik akımla yakından ilişkilendirilebilecek sanatçılar arasnda J.M.W. Turner, Caspar David Friedrich, John Constable veWilliam Blake sayılabilir.
Dante Gabriel Rossetti. The Bower Meadow. 1872. Yağlıboyaı
REALİZM (19.yy 2. yarısı)
19.yy’lın 2.yarısında buhar makinasının bulunması,endüstriyel gelişmeler, toplumsal sınıfların oluşması ,duygular dünyasından insanı gerçekler dünyasına iter. İşte sanatçılar da bu gelişmelere tepki olarak Realist (gerçekçi)çalışmalara imza atarlar. İşçiler, tarlada çalışanlar, kenar kentler resmin konusu olur.
Realizm konuların idealist bir tarzda ele alındığı Romantizm’e bir tepki olarak başladı. Realistler sıradan veya gerçekçi temaları ortaya koyabilmek için teatral dramadan ve sanatın klasik formlarından uzaklaşma eğiliminde oldular.
EMPRESYONİZM (İzlenimcilik) (19.yy sonu)
Empresyonistler güneş ışığının cisimlerin renklerine yaptığı değişimleri yakalamaya çalışmışlardır.Eskidenberi resimleri stüdyoda yapmak bir alışkanlık iken, empresyonistler resimlerini kimileyin açık havada yaptılar. Bu onlara doğayı daha doğrudan gözlemleme ve belli bir ânın uçuşkan karakteristiğini, özellikle de güneş ışığının anlık ve geçişken yönlerini yakalama imkanı verdi. Aynı cisim güneşin farklı zamanlarında farklı renklere bürünmektedir.Siyah bir at lacivert renkte görünebilmektedir. Bunu günümüzde güneşli zamanlarda çektiğimiz fotoğraflarda da görebiliriz .Gölge ve ışıklı kısımlar da renklerle anlatılır.Gölgeler soğuk renklerle ışıklı kısımlar sıcak renklerle canlandırılır.İzlenimciler güneşin renkleri dışındaki siyah, kahverengi gibi renkleri paletlerinden atmışlardır. Anlık konular resmedilmiştir;çünkü güneş ışığı günün her zamanında aynı değildir, renkler değişmektedir.Mekan derinliği güneşin renkleri arasında kaybolur.
PUANTAİZM (yeni izlenimcilik)
Empresyonizme tepki olarak doğmuştur.Empresyonizm’de ışık o denli ön plana çıkmıştır ki, kısır bir döngüye girilmiştir .Biçim, düşünsel içerik, konu önemini kaybetmiştir.Her şey ışıkların altında erimektedir.Puantailistler renge önem verirler,öyle ki rengin değerini kaybetmemesi için renkleri noktalar şeklinde karıştırmadan yan yana kullanırlar .Yeşil elde etmek içim mavi ve sarıyı yanyana kullanmak gibi.
Georges Seurat. Horse in a Field. 1882.Yağlıboya
POST EMPRESYONİZM
Empresyonizm doğaya bir fotoğraf makinasının objektifinden bakar gibi bakıyordu .O anki ışığı , renkleri yakalamak gerekiyordu. Dolayısıyle hızlı çalışmak gerekiyordu,renkler ön plana çıkmış şekillerde bir belirsizlik başlamıştır. Bu sınırlı kuralların dışına çıkmak isteyen bazı empresyonist sanatçılar doğayı kendi konuları ,yaşam biçimleri içinde anlatmışlardır.Konturlar da renklerle birlikte önem kazandı, parlak, canlı renkler kullanarak gerektiğinde abartmalardan çekinmemişlerdir.Sanatçıların duygu ve iç dünyaları önem kazandı. Bu sanatçıların cesur çalışmaları kendilerinden sonraki bir çok akıma öncülük etti .En önemli temsilcileri:Cezanne,Van Gogh,Gauguin,Tolouse Lautrec.
Van Gogh ,Landscape with Snow, 1888 ,Yağlıboya/Tual
FOVİZM
(19.yy sonu 20.yy başı) Fovizm de Empresyonizme tepki olarak doğan sanat akımlarındandır.Saf renklerin coşkuyla kullanıldığı Fovizm kısa bir zaman ( 3 yıl )yaşam bulmasına rahmen kendinden sonraki sanatlara ilham kaynağı olmuştur. Fovizmde renklerin işlevi duyguyu anlatmaktır.Renk zenginliği bir kaç renk ile sınırlıdır. Tüpten çıkmış saf boyaların doğrudan kullanıldığı bir sanat akımıdır.Üç boyutlu mekan anlayışı ortadan kalkar,doğayı resmederken geleneksel mekan anlayışına karşı çıkarlar. Dışavurumcu bir çizgileri vardır.
Maurice de Vlaminck , Manzara , 1919 ,Yağlıboya/Tual , 35.5 x 44.5 cm
DADAİZM
Birinci dünya savaşının yıkıcı etkisi sanatta bu akımla kendini göstermiştir. Amaçları parçalayarak,aykırı şeyler yaparak tepkilerini göstermektir(Duchamp ).Başlıca olarak görsel sanatlar, edebiyat, tiyatro ve grafik tasarım alanlarında ürünler veren akım karşı-sanat yapıtlarıyla sanattaki egemen standartların yadsınması yoluyla savaş karşıtı bir politik duruş sergiledi. Akımın amacı modern dünyanın anlamsızlığıyla dalga geçmekti.Ulusalcı ve sömürgeci çıkarlar birçok Dadaist’e göre savaşın ana sebebiydi. Burjuva kapitalist toplumun “akıl” ve mantık”ının insanları sürüklediğine inanıyorlardı. Bu ideolojiyi, mantığı reddeden, kaosu ve akıldışılığı kucaklayan bir sanatsal ifade yoluyla reddettiler.
Yandaşlarına göre Dada bir sanat değildi. Sanat ne anlam ifade ediyorsa, dada bunun tam tersini temsil ediyordu. Sanat estetikle ilgilenirken Dada estetiği umursamıyordu. Sanat hoşa gitmeyi amaçlarken, Dada rahatsız etmeyi amaçlıyordu.
EKSPRESYONİZM (İfadecilik)(19.yy sonu 20.yy ilk yarısı)
Empresyonizme tepki olarak doğan akımlardan bir de Ekspresyonizm’dir. Nesneler görüldüğü gibi değil , sanatçıda bıraktığı ifade, etki resmedilmiştir Duyguların ve iç dünyanın önem kazadığı bir sanat akımıdır.Sanatçılar resimlerindeki ifade gücünü artırabilmek için deformasyonlar yaparlar.Doğayı kendi estetik anlayışlarına göre yeniden düzenlerler.Modelin rengini görün- düğünden daha kuvvetli olarak ifade ederken biçimlerde deformasyonlara başvururlar.
ALMAN DIŞA VURUMCULUĞU Sanatsal ve düşünsel açıdan kendine özgü yanları olan bir akımdır. Başkaldırma, suçlama barındırır. Renkler geniş yüzeyler halinde uygulanır, ince fırça vuruşları kaybolur. Biçimler bozularak ruhsal durumun anlatımında kullanılır.
FÜTÜRİZM
20.yy başında ortaya çıkan bu akım her şeyin sürekli değiştiğini sonucunda hareketin yaşamın en önemli gerçeği olduğunu savunur.Bir hareket algılanıncaya kadar yeni bir harekete geçilir. Hareket yaşamın kaynağıdır.Resim sanatına yeni, dinamik bir ruh kazandırmak istemişlerdir.Hareketi vermek için de nesneleri parçalara ayırmışlar,çizgileri üst üste getirmişlerdir. Herşey hareketi vermek için kullanılmıştır.
METAFİZİK RESİM
20.yylın başlarında Fütürizm’e tepki olarak doğdu.İçinde insanın olmadığı,değişik nesnelerin resmin içinde olduğu bir mekan vardır. Mitolojik dünyaya bir özlem vardır,Yalnızlık ve durgunluk hakimdir. Doğanın ötesinde bir düş dünyası konu alınır.
KÜBİZM
Cezanne’in doğayı geometrik cisimlere ayırma düşüncesi ve bu tür çalışmaları, kübistlere yol göstermiştir.Kübistler nesneleri gometrik şekiller oarak görmüşlerdir. Duygulardan çok akla dayalı resimler yapmışlardır.Cisimler parçalanır , dışa katlanıp açılır,değişik yönlerden gösterilir.Kübizm 1907 yılında Pablo Picasso ve Georges Braque tarafından başlatıldı. 1-Analitik aşama(çözümleme)Biçimlerin çözülüp dağıtıldığı aşama. Ev eşyaları,müzik aletleri,natürmortlar bu dönemde yapılmıştır. 2-Sentetik aşama;Gazete parçaları ,sigara paketleri ve değişik malzemeler resme girer.Buna Kolaj adı verilir.
SOYUT RESİM
(Abstre ) (20 yy) Çizgi, renk, leke gibi resim elemanlarının göze hoş gelecek şekilde düzenlendiği resim çalışmaları . Bu doğa görüntülerinin soyutlanması ile olabildiği gibi sadece sanatçının kendi ürünü şekiller de olabilir. Burada en önemli şey sanatçının kendi duygularını yansıtabilmesidir. Bu sanatın ilk başlangıcında sanatçı dogayı inceliyerek onu soyut bir biçime sokar, zamanla incelediği doğa ile kendi çalışması arasında bir benzerlik kalmaz. Daha sonraki aşamada sadece çizgi- lerle, renklerle, ortaya çıkan bir sözsüz müzik vardır. Bu çeşit resimler hala bir çok insan tarafından anlaşılamamakta, küçümsenmektedir.Bunda bir resim eğitimi almamanın rolü büyüktür.Soyut resim sanatçının iç dünyasının fotoğrafıdır diyebiliriz. Soyut resimde de resim yapan bir insanın bilmesi gereken, çizgi, renk, leke,hareket,kompozisyon vs bilgiler kullanılır.Fakat modern sanatta sanatçı hiç bir kurala, geleneğe tam anlamıyla bağlı değildir.
SÜRREALİZM
20.yyılın başlarında avrupada ortaya çıkan bir sanat akımıdır.I. Dünya savaşı sonrası yaşadıklarına tepki olarak sanatçılar bilinç altının düşsel dünyasına yönelmişler, nesneleri kendi doğal ortamlarından çıkararak düşsel bir ortama taşıdılar.Sürrealizmin ilk örnekleri 1500 lü yıllarda Flaman ressam Bosch’un resimlerinde görülür. Şair Andre Breton ilk temsilcilerindendir.Ona göre sürrealizm bilinç ile bilinç altını birleştiren bir yoldur.Ve bu bütünleşme içersinde gerçek ile düş dünyası iç içe geçmektedir.Kendileri Sigmund Freud’un çalış- malarından etkilenmişlerdir. Resim alanındaki önemli temsilcileri: Miro,Salvador Dali, Chagall ‘dır.Picasso’nun da sürrealist çalışmaları vardır.Chirico(metafizik resmin temsilcilerinden)sürrealist ressamları etkiliyen ressamlardandır. İlk sürrealist çalışmalar 15.yy ressamlarından Bosch tarafından yapıldı.
ACTİON PAİNTİNG
Soyut dışa vurumculuğun değişk bir türüdür.İçgüdüsel, bilinç dışı bir yaratma eylemi vardır.Resmin bir anlamı yoktur,yere serilen tuale boyalar akıtılarak eserler oluşturulur.(Jackson Pollock )
SÜPREMATİZM “Geometrik Soyutlama ” diyebileceğimiz Süprematizm,Kasimir Malevich’in bir kısım çalışmalarına verdiği isimdir.Duyguların yalın renkler kullanılarak geometrik sembollerle ifadesidir.
Kasimir Malevich,Suprematism with Eight Rectangles. 1915.Yağlıboya ( 57.5 x 48.5 cm )
POP ART
Pop art, sıradan nesnelerin —örneğin çizgi romanların, çorba kutularının, yol işaretlerinin ve hamburgerlerin— konu olarak kullanıldığı ve sıklıkla eserin içerisine fiziksel olarak dahil edildiği bir sanat akımı. Pop art 1950’lerin sonunda ve 1960’larda İngiltere ve Amerika’da ortaya çıkan bir sanat akımıydı. Ona “Pop art” ismini İngiliz sanat eleştirmeni Lawrence Alloway verdi. Bu terimi kullanarak, bu akım içerisinde yer alan resim ve heykellerde kullanılan görsel unsurların aleladeliğine göndermede bulunuyordu.
ROKOKO
18. yüzyılın başlarında Fransa’da bir sanat hareketi ortaya çıkan Rokoko Aydınlanma çağı sırasında Barok dönemden doğmuştur. Rokoko, kendi başına bir tarz olmaktan çok geç dönem Barok sanatın bir uzantısıdır.